İşe yaradığına dair ardında binlerce yıllık bir tarih ve onca kanıt olmasına rağmen, tıp bugün olduğu yere gelinceye kadar söz konusu tedavinin tam olarak nasıl etki ettiği bilinmiyordu. Bugün artık akupunkturun merkezi sinir sistemini uyararak, vücudun biyolojik süreçlerini etkileyen doğal kimyasallar salgılamasını sağladığını gösteren birçok çalışma mevcut. 2003 yılında World Health Organization /WHO (Dünya Sağlık Örgütü) akupunkturla ilgili kapsamlı bir çalışmaya imza attı. Aşağıda yer alan ve daha önce akupunktur üstüne yapılmış klinik araştırmaların incelenmesi ile elde edilen sonuçlar akupunkturun etki mekanizmasını daha iyi anlamamızı sağlıyor. 

 

  • Akupunktur elekromanyetik sinyalleri uyararak, bağışıklık sistemi hücrelerinin ve ağrı giderici kimyasalların salınımını artırıyor. 
  • Beynin acı ile ilişkilendirilen bölümündeki, yani limbik sistemdeki aktiviteyi azaltarak ağrı ve acı kontrolü sağlıyor. 
  • Vücutta birçok mekanizmayı kontrol eden hipotalamus ile hipofiz bezini uyararak etki ediyor.
  • Nörotransmitter ve nörohormonların salınımını etkileyerek beyin kimyasında olumlu değişimlere neden oluyor. 

 

Akupunktur ve Limbik Sistem

Akupunkturun ağrı kesicisi özelliğinin, limbik sistem üstündeki etkisi ile yakından ilgili olduğunu biraz önce belirttim. Ama limbik sistemin tek özelliği, beynin ağrı ile ilişkilendirilen bölüm olması değil. Bugün, limbik sistem hakkında tüm bildiklerimiz akupunkturun önemini gözler önüne seriyor. Duygular, öğrenme, hafıza hepsi beyindeki bu sistem tarafından kontrol edilir. Gelen uyarılara verdiğiniz mutluluk, neşe, huzursuzluk, endişe, üzüntü, endişe ya da saldırganlık gibi duygusal tepkilerin kaynağı burasıdır. Yeme ve içme isteği de yine limbik sistemi tarafından kontrol edilir. Akupunkturun zayıflama tedavilerinde bu kadar etkili olmasının nedeni işte bu.  Akupunkturun sigara bırakma, alkol bağımlılığı gibi problemlerde de etkin bir şekilde kullanılmasının ardında, bağımlılıkların yine beynin bu bölümüyle, yani limbik sistemle yakından ilişkili olmasından kaynaklanıyor.   

Görüldüğü üzere, binlerce yıllık bir tarihi olan bu tedavinin günümüze kadar uzanmasının ardında son derece bilimsel bir gerçek yatıyor. Tabii ki, beyinde böyle bir merkezin varlığı 2000 yıl önce bilinmiyordu, ama akupunktur tedavisinin işe yaradığı aşikârdı. Fitoterapi bilimi de, kimyasal tıbbın ‘kocakarı ilacı’ olarak damgaladığı bitkilerin içinde hangi aktif maddelerin olduğunu, bunların hastalığın tedavisinde nasıl etki ettiğini araştırır ve nesilden nesile aktarılan bilginin bilimsel açıklamasını yapar. Her zaman söylüyorum: Akupunktur gibi, fitoterapi gibi arkasına insanlık tarihini almış şifa öğretileri sağlığımızı korumak adına son derece değerli araçlardır.

 

Akupunkturun Olumsuz Etkileri Var mı?

Genel olarak hayır. Akupunktur, eğer varsa, çok az yan etkisi olduğundan çok kullanışlıdır. Güvenli, temiz ve ağrısızdır. Bazı kişiler tedaviden sonra çok yorgun hissedebilirler ancak bu doğru cevabı teşvik ettiği için bu gerçekten olumlu bir etkidir. Bazen akupunktur kan şekerleri üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabileceğinden insanlar tedavi sonrası hafif başlı hissedebilirler ancak tedaviden önceki dört saat içinde yediğiniz sürece bu reaksiyonu yaşamamalısınız. Çok seyrek olarak, ağrıyı şiddetlendirebilir, ancak bu sadece geçicidir ve yine negatif değildir. Kendini iyi hissetmek, tedavi sonrası asla kötü bir şey olamaz.

 

Akupunktur Güvenli midir?

Herhangi bir terapi gibi uygun nitelikteki terapist tarafından yapılmalıdır, ancak kullanılan iğneler tek kullanımlık ve sterildir, klinikte güvenli bir şekilde yerleştirilir ve hayati organların ve yapıların hasar görmemesini sağlamak için uygun açı ve noktalara yerleştirilirler. .

 

Herkesin Akupunkturu Olabilir mi?

Akupunkturun kullanılamayacağı hiç kimse yoktur, ancak hastaların uygunluğu dikkatlice düşünülmelidir. Aşağıdakilerden herhangi birine sahipseniz, bunlar terapistinizle tartışılmalıdır:

  • İğne fobisi
  • Kontrolsüz epilepsi
  • Kötü kontrollü diyabet
  • Dolaşım problemleri
  • Pıhtılaşma bozukluğu
  • Kanla bulaşan bir enfeksiyon (örneğin Hepatit, HIV, AIDS)
  • Kanser tedavisi görüyor veya kanser tanısı alıyor
  • Hamileyim
  • Son zamanlarda bir inme veya kan pıhtısı geçirdi mi?

 

 

Detaylı Bilgi İçin  :  

0216 606 10 95 |  0542 731 43 65   This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

 

RANDEVU AL